set off

  1. (a) ateşlemek, fitillemek, patlatmak, infilâk ettirmek.
    The bomb could be set off by slightest touch.
    (b) belirginleştirmek, güzelleştirmek, göze çarpar hale getirmek, tebarüz ettirmek.
    The black cloth sets off the jewels. (c) seyahata/yola çıkmak, boylamak.
    to set off on a trip across Europe. (d) (ânî bir işe) başlatmak, sebep olmak.
    This answer set them off laughing: Bu cevap onları güldürdü.
    The discovery of gold in California set off a rush to there. (e) (sözcükleri birbirinden) ayırmak.
    a sentence set off in/by commas.
mahsup edilebilecek alacak
takas hakkı
karşılık. Noun
takas, mahsup, borca karşı tutulan borç. Noun, Law
çıkıntı. Noun, Architecture
süs, tezyinat. Noun
bir zararı bir kazançla karşılamak Verb
bir zararı bir kazançla telafi etmek Verb
bir mirasın bir kısmını geri almak Verb
akis uyandırmak Verb
karşılıklı talep bileri dengelemek Verb
karşılıklı talepleri dengelemek Verb
bir dünya yolculuğuna çıkmak Verb
bir muhasebe kalemini bir başkasına mahsup etmek Verb
yankıları olmak Verb
öç /intikam almak, hıncını çıkarmak.
pay off old scores: kuyruk acısını çıkarmak, öcünü almak.
(n)
diş
denkleme
çıkıntı
rölyef
karşılık olarak koymak Verb
mahsup etmek Verb
muvazene
takas Noun, Law
radyoyu kapatmak Verb